Karnımdan gelen açlık sinyallerine kulak verip saat 12 de çıkan yemeğe yetişmek üzere okulun yolunu tutup büyük iştahla masaya oturduktan sonra yemeğe çatalımı uzatırken telefonuma nerden geldiğine kanaat getiremediğim sabit telefon numarasından gelen arama ile Lisina gönüllü doğa eğitmenliği projesine seçilmiş olduğumu mutluluk duyarak öğrenmiş oldum.Üzerinden 10 dk geçmeden bir diğer yolculuk tarihimde netleşmiş oldu.Hakkaride gerçekleşecek olan Bilişimde Yeşil Zirvesine başvuru yapmış olduğum zirveye memnuniyetle katılabileceğim cevabını verdim.
Burdur’a yolculuk öncesi açıköğretim sınavından çıkıp apar topar eşyalarımı hazırlarken acaba şunuda mı alsam bunu damı alsam derken dışarıdan gelen halk otobüsü sesi ile Burdur otobüsüne geç kalacağımı fark ederek acele ile otobüsün peşinden koşup yetişemeyeceğimi anlayarak otostop yapmaya karar verip üstelik otogara erken dahi gelmiş oldum.
Yolculuk sonrası Burdur merkeze gelerek otogar binası olduğuna kanaat getiremediğim binanın önünde 2 defa geçip otogar olduğunu anladıktan sonra kuzenimle buluşup minibüsle Lisina proje alanına yakın olan Karakent yol ayrımında 4x4 araçla alınıp Kanseri önleme amacıyla ,Veteriner Hekimi Öztürk Sarıca önderliğinde 9 alt proje ile çalışmalarına devam eden Lisina dünyasına gelmiş oldum.
Burdur gölünün kıyısında kurulan Türkiye’nin ilk yaban hayatı rehabilitasyon merkezi olma özelliğini taşıyan alanda özlemini yaşadığım doğa hayatını bulmuş oldum.Alanın tasarımı, kalıntılardan alınmış ağaçlardan oluşturulan odunlarla yapılmış yerleşim yerleri,çadır ve listenin uzamasına sebeb olan sayamadığım bir çok şey beni etkileyenler arasında.
Alanda organik tarım uygulanmakta.Bir çok yaban hayvanı tedavi ve bakımı yapılmakta.
Lisinia’da gelen misafirlere özel kendi üretimleri olan daha önce duymadığım oldukça lezzetli olan karpuz pekmezi ikram ediliyor.Çeşitli bölgelerden gelmiş gönüllülerle olan sohbetler ise ayrıca keyifli.Ortamda ilk dakikadan itibaren
Yıllardır tanışmış gibi samimiyet içerisinde.Çok geçmeden şehir hayatında bulmakta zorlandığımız kahvaltı sofrasına oturduk.Ayşe’nin yaptığı ispanaklı kek eşliğinde iştahla yapılan kahvaltı sonrası alanı gezerek daha fazla bilgi sahibi oldum.Daha sonra çadıra geçip öğlen yemeğinde ne yapalım sorusu ile alana geldiğimden beri aklımda olan kerpiç fırında pide yapma fikrinden onay alıp hadi yapalım çağrısına uyarak ilk kez yaptığım pideyi fiyaskoya uğramadan diğer arkdaşların yardımı ile hazırlayarak kısa sürede mideye indirdik.
Alana birçok misafir gelmekte ve gelen misafirlere alanın gezdirilmesi genellikle bizlere düşmekte.Farklı lise ve ilköğretim okullarından gelen öğrencilere farkındalık yaratmak amacıyla doğa konusunda sunum eşliğinde eğitim vererek öncesi ve sonrasında yaşadıklarını gözlemlemek gerçekten görülmeye değer.
Ayrılış günü geldiğinde Burdur’dan ayrılmadan önce yemeden gitmek olmaz diye düşündüğüm Burdur şiş için farklı lokanta adresleri verilmesine rağmen lezzet durakları programıyla bilinen Mehmet Yaşin’in izinden giderek Özsarı’yı kebab salonunu seçtim ve Burdur’a yolu düşenlere tavsiye ederim.Merak edenler için çektiğim fotoğrafı eklemeyi de unutmadım.